Uyandığımda hava
serindi. Tam hareket edecektim ki işine bisikletiyle gelen Murat ağabeyin sabah
çayına konuk oldum. Emekli öğretmen olan Murat abi, keyifle eğitimini aldığı
hastane bahçesinin toprak işleriyle uğraşıyor.Sohbetine doyum olmadı, beni oğlu
gibi gördü resmen. Tam hareket ederken
telefon numaramı istedi, varınca aramamı tembihledi.
Çanakkale'den
ayrılmadan önce Truva atıyla tanıştırdım Gri Kelebek'i. Tahta at savaşta
kullanılmış, demir atlarla daha barış içinde, daha temiz olacak dünya.
Şehirlerarası yola
çıktığımda ilerlerken manav Ahmet abiyle tanıştım. Benim için çay demledi,
yediği yemekten zoraki yedirdi. Bakışları o kadar doluydu ki gözümü ondan
ayırmak istemedim. Denizin tam karşısında şehit düşen dedelerimizi andık onunla
birlikte. Nasıl da seve seve gitmişlerdi Çanakkale'ye..... 98 yıl önce ve tam karşı kıyıda.....
"Diyelim ki
dövüşülmeye değer bir şeyler için savaştayız/ Daha o gün ilk hucümda kapaklanıp
ölmek de mümkün/ Büyük bir istekle bileceğiz bunu/ Ve büyük bir hınçla merak
edeceğiz/Belki de yıllarca sürecek savaşın sonunu " NAZIM HİKMET "YAŞAMAK" ŞİİRİNDEN
Devam ettiğimde her
pedalda başka olaylar geçiyor aklımdan ve gözümü alamadım karşı kıyıdan.
Öğlemolamı
verdiğim Gürecialtı kasabasında tanıştığım Fransız gezgin çift yolculuğun yaşı
olmayacağını hatırlattı. Bayan 54, bay 62 yaşında; Fransa'dan tam pedal
gelmişler. Bunun için çalıştıkları yerden 7 aylık izin alarak çıkmışlar yola.
Bundan güzel dinlenme olamaz zaten.
Bir yol kenarında
tanıştığım polislerden aldığım fikirle akşam için çadır yerimi Baştur Petrol
olarak kesinleştirdim. Yola devam ettiğimde yol çalışmalarına tekrar sevindim ,
2 şerit benim.
Ağzımdaki
kurabiyeleri ıslatmak için çayımı içtiğim Üçyol Cafe (Biga/Çanakkale) nereye
gidersem gideyim aslında uzaklaşamayacağımı hatırlattı (İzmir Üçyol'da büyüdüm). Biga'dan
geçerken tanıştığım resimdeki arkadaşlar özellikle bu fotoğrafı herkese
göstermemi istedi, "Merak ederlerse buradayız, bizimle tanışabilirler"
diye ekleyerek.
Günbatımına yakın
vardığım Baştur Petrol'e vardığım gibi çadır müsaadesi aldım. Kamelyanın yanına
kurduğum çadırıma hızlıca yerleştim.Telefonuma baktığımda sabah tanıştığım Murat abinin aradığını gördüm. Nasıl da hızlı bağlanıyor
insanlar birbirine. Aradığımda öğrendim ki beni merak etmiş.
Çorbanın yanına
aldığım fazlaca ekmeğin yanına ton balığımı katık edip karnımı doyurdum.
Bacaklarımın ağrısından basamak çıkmakta zorlanıyordum, ancak tek başınalığımın
tek olumsuz yanının bu olması tercih edilirdi....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder