3 Ekim 2013 Perşembe

4.GÜN ÇANAKKALE - SİNEKÇİ (118 km) (5 EYLÜL 2013)

  Uyandığımda hava serindi. Tam hareket edecektim ki işine bisikletiyle gelen Murat ağabeyin sabah çayına konuk oldum. Emekli öğretmen olan Murat abi, keyifle eğitimini aldığı hastane bahçesinin toprak işleriyle uğraşıyor.Sohbetine doyum olmadı, beni oğlu gibi gördü resmen.  Tam hareket ederken telefon numaramı istedi, varınca aramamı tembihledi.
  Çanakkale'den ayrılmadan önce Truva atıyla tanıştırdım Gri Kelebek'i. Tahta at savaşta kullanılmış, demir atlarla daha barış içinde, daha temiz olacak dünya.  
  Şehirlerarası yola çıktığımda ilerlerken manav Ahmet abiyle tanıştım. Benim için çay demledi, yediği yemekten zoraki yedirdi. Bakışları o kadar doluydu ki gözümü ondan ayırmak istemedim. Denizin tam karşısında şehit düşen dedelerimizi andık onunla birlikte. Nasıl da seve seve gitmişlerdi Çanakkale'ye..... 98 yıl önce ve tam karşı kıyıda.....
  "Diyelim ki dövüşülmeye değer bir şeyler için savaştayız/ Daha o gün ilk hucümda kapaklanıp ölmek de mümkün/ Büyük bir istekle bileceğiz bunu/ Ve büyük bir hınçla merak edeceğiz/Belki de yıllarca sürecek savaşın sonunu  " NAZIM HİKMET "YAŞAMAK" ŞİİRİNDEN
 Devam ettiğimde her pedalda başka olaylar geçiyor aklımdan ve gözümü alamadım karşı kıyıdan.  
 Öğlemolamı verdiğim Gürecialtı kasabasında tanıştığım Fransız gezgin çift yolculuğun yaşı olmayacağını hatırlattı. Bayan 54, bay 62 yaşında; Fransa'dan tam pedal gelmişler. Bunun için çalıştıkları yerden 7 aylık izin alarak çıkmışlar yola. Bundan güzel dinlenme olamaz zaten.
   Bir yol kenarında tanıştığım polislerden aldığım fikirle akşam için çadır yerimi Baştur Petrol olarak kesinleştirdim. Yola devam ettiğimde yol çalışmalarına tekrar sevindim , 2 şerit benim.
  Ağzımdaki kurabiyeleri ıslatmak için çayımı içtiğim Üçyol Cafe (Biga/Çanakkale) nereye gidersem gideyim aslında uzaklaşamayacağımı hatırlattı (İzmir Üçyol'da büyüdüm). Biga'dan geçerken tanıştığım resimdeki arkadaşlar özellikle bu fotoğrafı herkese göstermemi istedi, "Merak ederlerse buradayız, bizimle tanışabilirler" diye ekleyerek.
  Günbatımına yakın vardığım Baştur Petrol'e vardığım gibi çadır müsaadesi aldım. Kamelyanın yanına kurduğum çadırıma hızlıca yerleştim.Telefonuma baktığımda sabah tanıştığım Murat abinin aradığını gördüm. Nasıl da hızlı bağlanıyor insanlar birbirine. Aradığımda öğrendim ki beni merak etmiş.
  Çorbanın yanına aldığım fazlaca ekmeğin yanına ton balığımı katık edip karnımı doyurdum. Bacaklarımın ağrısından basamak çıkmakta zorlanıyordum, ancak tek başınalığımın tek olumsuz yanının bu olması tercih edilirdi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder