Manzaraya bakarak
uyandım. Hemen kahveyi eski haline getirip manzara eşliğinde keyifli bir
kahvaltı yaptık. Kahvaltının üzerine biraz daha oturup müsaade istedik. Yolcu
yolunda gerek.
Önceki gece
çıktığımız rampaların devamını çıkarak ana yola çıktık. Gözüm yeşile doydu.
Anayola çıkınca Ayvacık'a varmamız çabuk oldu. Bir çay molasının üstüne tam
pedal devam ettik.
Geyikli yol
ayrımında gruptan ayrılıp tempomu artırarak arabalı vapura koştum. 18 km mesafe
rampa çokluğu nedeniyle bitmedi. Kilometre sayacına her baktığımda 30 dakika
var görünmekteydi. Son dakikalarda tempomu artırarak yetiştim arabalı vapura.
Hatta öyle ki bilet alırken öğrenci olduğumu söylemediğim için 2,5 yerine 6 TL
ödedim. Vapur inişimde tanıştığım bisikletiyle gezen Arda'yla tanışmak güzeldi.
Onun da benim gibi İstanbul'da öğrenci olması dünyanın küçüklüğünü anımsattı.
Varır varmaz
önceden rezervasyon yaptırdığım akşam için Çanakkale'ye deniz otobüsü biletimi
aldım. Ardından gezmeye "Yerel Tarih Araştırma Merkezi Müzesi"yle
başladım. Müze görevlisinden duyduğum "Gezecek bir yer yok" cümlesi
vakit azlığıma sevinmemi sağladı. Kale, sokaklar, farklı mimari yi gezmem çabuk
oldu. "Ayazma Plajı"nı duydum, ancak denize girme niyetim olmadığı
için gitmedim.
Akşam saatinde
bindiğim deniz otobüsü bir bisikletli olarak daha özgür olduğumu hatırlattı. Bozcaada'ya
arabayla gitmiş olsam dönebileceğim tek yer Geyikli olacaktı. Bisikletli
olduğum için aynı yerden tekrar geçmedim. Çanakkale'ye vardığımda hava
kararmıştı. Daha önceden internetten gönderdiğim mesaj sayesinde buluştuğum
Selim ağabeyle sohbet keyifliydi. Oradan geçtiğim Çanakkale Devlet Hastahane'si
bahçesindeki kamelyada huzurlu uykuma çekildim.
Merhabalar,
YanıtlaSilKöyümüzü ziyaret ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
Dha detaylı bilgi için ilgili link:
http://www.kayalarkoyuassos.com/?SyfNmb=1&pt=Anasayfa
Selam ve saygı ile...