24 Eylül 2015 Perşembe

7.GÜN BANAZ-UŞAK 72 km 1 Eylül 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)



  Güne son anda duyduğum sesle hızlıca topladığım çadırı hemen araca yetiştirerek başladım. Günlük hayattaki alışkanlığımın bir benzeri de bu yolculukta başladı, “Çevremi uyandırmak”alışkanlığı (Fevzi dostum). Buna ek olarak “Abi ben uyanamıyom, beni uyandır” diyen Enes de eklendi.
     Günler artık çadır toplama sesiyle başlayıp gün boyu “Çay” kelimesi duymaya başlıyordum. Kahvaltımız yerel yöneticilerin aynı restoranda verdiği sabah çorbasıydı, sıcak güne sıcak bir başlangıç oldu. Dönüşte belki de bir hafta çay içmeyeceğim. Bağımlılığa dönen şeyler galiba beni rahatsız ediyor. Daha önce reflü geçirdiğimde fark edip yenmiştim çay bağımlılığımı.
    Banaz’dan hareketle ilk durağımız Çamsu köyü girişindeki okul bahçesi oldu, orada soluklanırken “Gazi Kovan Hikâyesi” ni dinledik (http://www.buyuktaarruz.org/gazi-kovan-etab/gazi-kovan-n-hikayesi). 

  Oradan devam ettiğimizde yol inşaatına denk geldik, bu bizim içindi, yol 2 hafta içinde birden toprak yığınlarına dönüşmüş. Bizi biraz fazla yordu. Artık topraklı yolda kalkış yapmayı öğrendim, 2.vitesle olmalı. Yoksa aynı yerde patinaj yapmak dışında bir şey değişmiyor.
   Yol inşaatı, rampası derken Yukarı Kacahisar Köyü ne vardık ki bizi düğün coşkusu ve üzerine afiyetle mideye indirdiğimiz düğün yemeği bekliyordu. Yolculuğun başından beri belki de ilk kez tıka basa yiyorduk. Tabağı sıyırmayı ihmal etmedim.
   Köy çıkışında “Çeçeli Kara Murat Şehitliği” ni ziyaret edip bayrağını yediledik. Kara Murat ın seslerini dağlardan duyuyordum sanki. Belki o coşkuyla önümüzdeki inişleri yorulmadan geçtik.
    Uşak’a vardığımızda Belediye binası önünde Belediye Başkanının bizi karşılamasının ardından kamp yeri Ilıca Subaşı Park a geçtik. Saat 1600 gibi vardığımızda bir önceki günden de yorgun hissettiğim için saat 1900da akşam yemeği için Fevzi beni dürterek uyandırmasa, zor uyanırmışım. Telefon alarmım 5-6 kere çalmış. Hatta Gökay bana jant teli almamız için seslenmiş, bakınmış ancak beni bulamamış. Akşam yemeği çorbayla başlayıp ızgarayla devam etti. Yemeğin üstüne bir önceki yıldan bir ambulans görevlisinin getirdiği pastayı yiyip, üstümüze üstümüze süren araç sürücülerine rağmen sağ salim bir Uşak turu atıp kampa geri döndük (Aynur abla, Mehmet abi, Fevzi ve Nagihanla birlikte).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder