24 Eylül 2015 Perşembe

6.GÜN HALLAÇLAR- BANAZ MERKEZ 42 km 31 Ağustos 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)


  Köy halkının ikram ettiği uşak tarhanasıyla sıcak bir başlangıç yaptık. Üstüne Osman Bey yaptığı toplantıda günün rampalı ve yaklaşık 70 km mesafe içerdiği konusunda bizleri bilgilendirdi. Bilgilendirme sonrasında köy halkına teşekkür ederek köyden ayrıldık. Teşekkürler Hallaçlar köyü halkı…
  Ardından 1 2 rampa, aradan şehirlerarası yol derken 8 10 km sonra kendimizi Kaplangı köyünde bulduk.
   1922 yılında Kaplangı Dağı’nda dedelerimiz bizim için şehit düştüğünde Kaplangı köylüleri 1 avuç toprak atmayı, onların mezarlarını hazırlamayı çok görmüş. Üstüne bir de ölmüş askerlerin üzerindeki giysileri, malzemeleri alıp köyde kullanmışlar. Üstüne Kaplangı köyünün bizlere selam vermemesi de eklenince toplumumuz adına utancımız arttı. Buna rağmen köyden birinin bizimle sohbet edip, bahçesinden getirdiği domatesleri, erikleri bizimle paylaşması bizleri ümitlendirdi. Ne yol, ne anıt hiçbirşey yapılmamış. Hatta öğrendiğimize göre Kaplangı dağı yolunu da bilen az kişiden biri yanımızda gelen ambulans şoförüymüş. Kaplangı köyünün böyle güzel bir organizasyona kayıtsız kalması, köy muhtarının özensizliğinin 1922 den beri süre gelmiş olabileceğini düşündük. Az ilerisinde Kaplangı dağı’nda Türk bayrağını asıp şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunduk. Yol çok kötüydü, ayrıca oralarda hiçbir anıtın bulunmaması bizleri üzdü.

      Saygı duruşundan sonra toprak yolda iniş virajlar aralıksızdı. Zaman zaman viraja geldiğimde tamamen durup inişi öyle yaptığım oldu. Yolun düzleşmesine doğru bir yerde öğlen molamızı rahatça verdik. Ağaç görünce koşar oldum artık, sıcak etkilemeye başlamıştı beni.
  İnişleri devam edip köyden bir arkadaşımla geçerken çocuklar bisikletlere iyice yaklaşmaya başladı. Biz 2li gidiyor çocuğun biri önümde koşuyor; sokak dar olunca kaçacak bir yer kalmadı. Çocuğa ön tekerimle çarpmış oldum. Çocuğu hemen kontrol ettim, özür diledim. Şükür ki çocuğun bir şeyi yoktu. Ayrıca cebimdeki şekerleri o çocuk ve çevresindeki çocuklarla paylaştım. Çocuklar gülümsüyordu. İşte neden yarışmayı sevmediğimin cevabı…. Gülümseyen bir çocuklar görmekten daha büyük bir ödül olabilir mi?
    Sonrasında uzun mesafe devam edip biraz daha gittiğimde ekibi gördüm.
    Banaz’a girdiğimizde kamp yerimiz olan Kapalı Spor Salonu önünden geçerek Hükümet Konağı’na ulaştık. Kaymakam bey, İl Sağlık müdürü ve yöneticiler ile görüştük. Oradan bir okul bahçesinde bulunan şehitliği ziyaret sonrası kampa döndük (Saat14:00). Hızlıca çadırlarımızı kurduk. Artık çadır kurmak bana biraz zahmet gelmeye başlamıştı. Nerdeyse direk matımın üstüne yatacaktım. Sonra Gökay ile birlikte bisikletçiye baktık, ancak benim bisikletime uygun jant teli yoktu. Döndüğümde biraz uyuyim dedim ama başımın ağrısı baskın geldi. Daha sonra içtiğim Aspirin ile kendime gelebildim. Akşam yemeğimizi Banaz’daki yetkililerin ikramıyla tabildotçuda yedik. Oradan da geçtiğimiz çay bahçesinde yorgunluğumuzu attık.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder