4 Nisan 2021 Pazar

İLK KAMPLI BİSİKLET TURUM

 

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ BİSİKLET KULÜBÜ BALLIKAYALAR KAMPÇILIK EĞİTİMİ VE BİSİKLET TURU FAALİYET RAPORU

Tarih:9-10 Mart 2013                                                                                                                                   

Hava: 1.gün: Bulutlu, az yağışlı                                                                                                           

2.gün: Açık, Güneşli                                                                                                                       

Amaç:Sirkeci Garı'nda buluşma, ardından vapurla Kadıköy'e geçip 1 gece çadırda konaklamak üzere Gebze-Ballıkayalar Tabiat Parkı'na gidip dönmek.

Katılımcılar:Çağrı Aydınel, O.Batuhan Kuçak, Irmak Yasan, Elvan Zık, Merve Aydın, Tuğba Çoban, Sefer Yavuz,Muhammed Elmalı, Aqil Magsud, Zafer Altunbezel, Tugay Elbasan, Emirhan Demir (arabayla), Belçim Zaman,Reyhan Yılmaz, Osman Demiratar, Armağan Hop, Kutluk Atalay, Orhan Beyhan, Ayberk Daloğlu, Emine Öksüz, Volkan Aykul, Tahir Kaya.

1.GÜN 9 Mart 2013

Saat 10:00'da Sirkeci Garı'nda buluşulup, hareket edilmesi plandaydı, ancak yoğun trafik vb. nedenlerle 12:00' de Eminönü'nden Kadıköy vapuruna bindik.Kadıköy'den Tuğba ve Aqil arkadaşlarımız katıldı.Kadıköy-Pendik sahil yolu üzerinden zaman zaman tek, zaman zaman çift sıra halinde Pendik'e vardık.Yüksel Kartal'dan gruba dahil oldu. Pendik'ten D-100 Karayolu'na geçiş sırasında Merve hafif bir düşüş yaşadı, ancak ciddi bir sağlık sorununa yol açmadı.Kazadan sonra grup "Mola vermeyecekler" ve diğerleri olmak üzere 2'ye ayrıldı.Mola vermeyenler mola vermeden kamp alanına vardı.

Mola verenler yol güzergahı üzerindeki ilk restoran'da 30 dk.lık yemek molası verdi.

Yolun ilerleyen kısımlarında grubun da yorulmasıyla mola verenler de 2 kısma ayrıldı: Ön grup:Reyhan,Tuğba,Osman, Elvan,Ayberk. Daha sonra kamp alanına yaklaşırken gördüğümüz Emirhan Merve ve Sefer'i arabayla yoldan aldı. En arkadan Armağan ve Zafer geldi.Ardından saat 17:00 civarı kamp alanına varıldı.

Herkesin kamp alanına varmasıyla akşam için hazırlıklar başladı (çadırların kurulması, yemek hazırlanması, mangal yakılması) Bir kısım arkadaşlarımızın el pratikliğiyle tavuklar ve sucuklar hemen pişmeye hazır oldu, öteki taraftan Sefer'in çabuk ateş yakmasıyla mangalda tavuklar ve sucuklar pişmeye başladı.Ekmeğin arasında afiyetle yedik.Tam sonlarına gelmiştik ki saat 19:30'da yağmur yağmaya başladı.4 köşesinden tutulan muşamba sayesinde ateşin son anlarından da iyi faydalandık.Ardından 1 2 kişi tadilatta olan cafeyle konuştu. Kalabalık gidersek çay demleneceğini duyunca cafeye gittik.İçtiğimiz çay eşliğinde akşam sohbetimizi yaptık, daha da kaynaştık.

 

Saat 22:00 civarı yağmur durdu, ancak yanlış kurulmuş bir çadırın altı ıslaktı.İçinde daha önce yatmış olan arkadaşlar da ıslanmıştı.Islak çadırdakiler için sorduğumuzda cafedeki abinin de izniyle o çadırdakiler mat-uyku tulumlarıyla oraya geçti.Sabah saat 0750'de uyanıp 0800'de uyanıp yürüyüş yapmak konusunda sözleştik(grubun 1 bölümü).

2.GÜN-10 Mart 2013

Saat 02:00 da ötmeye başlayan horoz nedeniyle gece uyumakta oldukça zorlandık. Saat 0800'de uyanıp 30-40 dk. lık bir sürede bölgedeki her yeri gören bir tepeye çıkıp indik. İndiğimizde güzel bir ekmek arası ve meyve suyu eşliğinde (kış termosum sağolsun benim çayım vardı) kahvaltımızı yaptık. Saat 11:00'de çadırlarımızı toplamış, hareket etmiştik. Gece 10'dan beri yağmur yağmaması ve sabahta havanın açık olması sayesinde çadırlarımız kuruydu.

 İlk molamız D-100'deki ilk benzin istasyonundaydı. İkinci bir sonrakinde. Ancak 2.sinde benim ön tekerim patlamıştı. Ön tekerimi çıkarıp tekrar takmamız (Zafer ve Ayberk'le) oldukça vakit almıştı. Bu yüzden biz grubu belli bir süre uzaktan takip ettik. Ancak bir yerde yolu şaşırmamızdan dolayı yanlışlıkla Tuzla Şehir merkezi'ne girdik. Orada da birkaç kez yanlış yola girince ekibi yakalamamız iyice zorlaştı. Üstüne benim bir de heybemin getirdiği fazla yorulma olunca, benim trenle Kadıköy'e gitmeme karar verdik.

    Ayberk ve Zafer daha tempolu bir şekilde giderek ekibi yakaladı, onların önünden direk Kadıköy'deki pilavcıya vardı.Ben de Kadıköy'de trenden indikten sonra önce Vapur İskelesi'nin ordaki otoparkta Emirhan'la buluşup arabasından çadır,uyku tulumu ve matımı aldım.Sonrasında Emirhan'la birlikte grubun da geleceği pilavcıya geçtik.Pilavcıda biraz tur hakkında sohbet ettikten sonra Otopark'a gittik ve diğerleri de Emirhan'ın arabasındaki fazla eşyalarını aldı ve vapurla Eminönü'ne geçtik.

17:20'da Eminönü'nden ayrıldık.Mecidiyeköy'e gidecek olan Sefer'in yol arkadaşlığıyla Zincirlikuyu'ya kadar birlikte gittik.

Eve vardığımda kendimi farklı hissediyordum.Artık ilk "Bisikletli Kamp Faaliyetimi" tamamlamıştım.

Çadırımda ilk kez uyudum.

Eski alışkanlığım battal boy çöp torbası taşımak bu kampta da işime yaradı.

Sabahleyin havanın açık olması sayesinde çadırımı eve getirdiğimde çadırım kuruydu.

Çadır altlığı ve evde çadırı temizlerken kullandığım muşamba sayesinde ne çadırımın altı ne de evim kirlendi.

Özenle, üşenmeden termosumda taşıdığım 1 litrelik kaynar su ve sallama çayımın faydasını, konforunu gerek sabah çayımda gerek ilk gün üşüdüğümde içmem beni rahatlattı.

22 kişi olarak güzel bir faaliyeti tamamladık.

Organizasyonunda emeği geçen, kamp ortamında imece usulü davranışa uyum sağlayarak birbirleriyle yardımlaşan herkese teşekkürler........

21 Aralık 2017 Perşembe

3.10.2010 Oryantiring Öğrenme Etkinliği


   Selam arkadaşlar
   Bugün İOG'nin Irmakkapı pazar parkurundaydım.Güzel bir faaliyet oldu.etkinlikle ilgili kişisel olarak yazdığım rapor aşağıdadır.Hatırlatmalıyım ki en yakın zamanda sizin de böyle bir etkinliğe katılmanız gerekiyor.Orienteering'in uzaktan kolay bir spor olduğunu bir kez daha anladım.                                                                                                                                                                                               Günüm  0740 ta 4.Levent’ten kalka 42M  kodlu Bahçeköy otobüsüyle başladı günüm.0803te son duraktaydım. İett’deki görevli bana Irmakkapı’nın sağ tarafta olduğunu söyledi.Yürüdüm yürüdüm ama ulaştığım yer başka bir kapıydı.Gişedeki görevliye anlatınca anladım ki yanlış yöne gitmişim.Geldiğim yolu tekrar geri aynı noktaya dönmek 15 dk mı aldı. Neyse yürüdüm… Sonra birden yağmur bi “birazdan yağcam ” dedi ben yağmaz ümidiyle yola devam ettim.Bi taraftan yürüyor bi taraftan da  sağıma soluma bakınıyordum.Gerçekten içinde bulunduğum ortam bi peyzaj resmiydi sanki.Yürüdüğüm yol asfalt olduğu içinde daha fazla yoruyodu zannımca  Sonra yağmur tam anlamıyla bastırdı. Düşümdüm gitmeli mi dönmeli mi hadi dedim buraya kadar geldim artık sonuna ulaşmalıyım. Yağmur yağarken sağ tarafımdan bi korna sesi duydum(Yolda kaldırım olmadığı için solda yürüyodum).  Korna sesi önünde Gümüşderespor yazan bi dolmuşa aitti.Gitceğin yere bırakalım dedi.Belgrad ormanı Irmakkapı  girişinde indim. Girişteki görevli sorduğumda  “Orienteeringciler şu tarafta” dedi. Yanında orienteering flaması olan bir arabada bagaj kısmında birkaç kişi vardı. Sonrasında onların bugünkü organizasyonda görevli kişiler olduğunu öğrendim. Unutmuş olanlar veya daha önce bu sporu yapmamış olanlar için harita  okumanın nasıl olduğunu anlattı Murat abi. “Sonrasında çıkmaya hazırım” dedim ve çıkış saatimin de not alınmasıyla beraber parkura başladım. İlk hedef zor değildi zaten çoğu kısalar birbirine yakın anda başlayınca net görülüyodu.Sonra 2. 3. ve 4.. Tahminen aynı bölgede yaklaşık 3 tur attıktan sonra 4. noktayı bulmanın zor olduğunu düşünerek 5. 6. 7.  noktaya gittim. 7. noktadan sonra hadi bi tekrar bakiyim dedim.4. noktayı buldum. Sonrasında “artık parkuru uzun sürede de olsa bitiriyorum” duygusuyla koşmaya başladım. Bilmiyorum o koşmam sıralamayı etkiledi mi. Ancak bitiş noktasında öğrendim ki 1- 7 normal sırayla gitmemek gerçek yarışlarda diskalifiye sebebiymiş.Ancak 3 tur attıktan sonra da bulamayınca  kişinin o anki düşüncesi “nasıl olsa bulamıcam” oluyo.Aslında hatam yanlış yoldan gitmekmiş.Kısa parkura çıkmam da kesinlikle doğruymuş orta parkurda olsam napardım bilmiyorum. Gereksiz yere dik bi yerden çıkmaya inmeye çabalamışım ki inerken ayağım kaydı şansıma kısa süre içinde durdum.Bu arada hava da sanki yarış öncesi çamurun kayganlığını artırmak için kapalıymış.Yarış başladıktan sonra yağmur kesildi.Hatta ben parkuru bitirdiğimde hava açık ve güneşliydi. “İYİ Kİ GİTMİŞİM” dediğim bir etkinlik oldu.          


25 Eylül 2015 Cuma

YOLA ÇIKIŞ 3.BİSİKLET TURUM [2.BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU 26.8.2015 KOCATEPE (AFYON) -9.9.2015 KONAK HÜKÜMET MEYDANI (İZMİR) ] BAŞLIYORRRRR



  Otobüse bindiğimde ilk hissettiklerim:   
  Şaka maka 3. YOL. Bu sefer  “Büyük Taarruz Meydan Muharebesi”ni anmak için çıkıyorum yola, bir organizasyon  içinde(http://www.buyuktaarruz.org/). Bu organizasyonu takipçisi olduğum bir bisikletlinin (Enes ÇALIŞKAN) sayfasında duydum önce. Hissederek tarih öğrenerek geçecek bir tur.  Farklı bir duyguymuş, önceden plan yapmadan 1 anda karar verip 10 gün içinde kendini YOLculukta bulmak, belki de olması gereken budur.  Şuan bir Kamilkoç otobüsünde bir sonraki araç da olsa (1000 aracında 4 bisikletli daha olması nedeniyle 1030) içim rahat yerleştirdim ve sorun çıkartmadı otobüs firması. Gri Kelebek bagajda, ben koltukta güven içindeyiz. Üzerimde bir İzmir bisiklet grubunun forması..... Dün akşam heyecan ve biraz da iyi görünme derdiyle hazırladım heybemi, çünkü bu sefer ekip kalabalık. Bu sefer annemin her zamankinden daha rahat kafası, ayrıca heybemi ve kamp malzemelerimi destek aracı taşıyacak. Ve farklı bir amaç “9 Eylül” de sağ salim Belkahve’den İzmir’e üzerimde güzel kıyafetler, dik oturuşlu bir tavırla inmek derdiyle......  
  Diyerek bindim otobüse, Afyon'da indiğimde tam pedal Anıtpark. Anıtpark'da önümden otobüse yetişmiş abileri gördüm ilk önce, sonra başka kişiler..... Merkezde Kaymaklı Ekmek Kadayıfı da yedikten sonra Anıtpark çay bahçesine geri döndük. Döndüğümüzde ekip toplanmaya başladı. İlk tanışmalar, ekip canavar.
   Anıtpark'dan 2 minibüslere bisikletlerimizi ön tekerleklerini çıkartarak dikkatlice yerleştirdik. Minibüslerle kamp yerine geçtik. Kamp yerine vardığımızda hava serinlemeye ve kararmaya başlamıştı. Hızlıca çadırlarımızı kurup yerleştik.

1.GÜN KOCATEPE-TINAZTEPE (62km) 26 Ağustos 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)



  Bugün ilk kez hiç uyumadan pedalladım. Dün gece resmen bitmedi. Gözümü kapatsam üşüme, kulağımı kapatamayınca aralıksız gürültü. Sadece 23:00 e kadar henüz müzik başlayıncaya kadar uyuyabildim. 
  Gece malzemelerime göre soğuk bir hava vardı. O derece ki gece bir ara sağ elimin uyuştuğunu hissettim, ısırıp, uyku tulumumun içine alınca kendine geldi.  Şükür ki çorba servisi sabah 3 yerine gece 2300 te verilmeye başlandı. Gece birkaç kez uyanıp çorba içip tekrar yatarak uyumaya çalıştım.

  Sabah 7 de megafon sesiyle temelli uyandım. İlk kahvaltıda yanımızda sponsorumuz olan Lions 118-U yönetim çevresi de bizimleydi. Formalarımızı teslim aldık.. Bizimle tören alanına da gelerek destek oldu.
    İlk başlangıç çok virajlı ve çok dik inişlerdi. Bu nedenle ara sıra da olsa sağ ayağımı koydum, nedeni bana güven vermeyen fren pabuçlarıydı. İlk şehitlikte bilen bir arkadaşın düzeltmesiyle daha güvenli oldu. Afyon şehir merkezine indiğimizde müzede verdiğimiz molada bitmiş olan km sayacı pilimi de yenileyebildim.
   Ardından uzak yerde bir şehitliğe doğru gittik, inerken Cem abi düştü. Yanımızda ambulans olunca hemen müdahale etti. Yarın dinlenip öbürgün bizimle devam edeceği ümidindeyim. Akşam bizi Tınaztepe köyünde domates eşliğinde mangalda sucuk ekmek ziyafeti bekliyordu. Geç de olsa afiyetle doyasıya yedik. Konaklamayı Tınaztepe Jandarma Karakolu bahçesinde kurduğumuz çadırlarımızda yaptık. Ayrıca yolculuk boyunca jandarma ve ambulans ekiplerinin bizimle birlikte olacağını öğrenmiş oldum.

2.GÜN TINAZTEPE – SİNANPAŞA (52 km) 27 Ağustos 2015 (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)



 Jandarma bahçesi de olsa gece üşüyerek geçti yine. Kamp yerinde kameraya yaptığım konuşmayı kaydeden Gökhan abinin “TRT de görev mi yapıyorsun” demesi keyif kattı.
  Çiğiltepe’deki törenin ardından ikram edilen katmer karnımızı doyurdu. Reşat Çiğiltepe’nin anısı da ayrıca etkileyiciydi. Saat 1030 daki telefon konuşmasında tepenin 30 dk içinde alınacağına dair söz vermiş. Saat 1100 da alınamayınca beylik tabancasıyla intihar etmiş. Tepe 1700 da alınmış.
   Yolculukta giderken mümkün olduğunca dağlara bakıyordum. Nasıl da bizim için seve seve canlarını vermişlerdi, her yaştan gepegenç insanlar. Güne çok dik rampalarla çıktığımız Çiğiltepe ‘deki törenle başladık. Şehirler arası yolda uzak kopmalar, beni kaygılandırmaya başladı; diğer taraftan bireysel yolculuğumu anımsatıyordu.
     Çiğiltepe’deki törenin ardından dağ, ova, göl yollarından geçerek Sinanpaşa’ya ulaştık. Vardığımızda bizi belediye başkanı karşıladı. Ardından bizimle birlikte pedal çevirerek poz verdi ve bize yemek ikramında bulundu. Külliyede bisikletleri park ettiğimizde Enes’in küçük bisiklet kamerasının çalınmış olması hoş olmadı. Kamp yerimiz olan şehit babası Kudret amcanın evinin bahçesine vardığımızda hamam anonsuyla hızlıca hamama yönelik eşyalarımı toparladım. İzmir’den çıkalı 3 gün oldu, bu hamam kuş gibi hafifletti. Hamam çıkışında soluğu köy kahvesinde aldık, muhabbet muhabbeti açtı. Ardından çok geç olmadan uykuya çekildim. Bu arada ayrıca artık bir ekip olduğumuzu hissetmeye başladım.
   Ekibin en genç 2. üyesiyim. En genç üye Fevzi ÇETİNKAYA. En yaşı büyük pedalcı Doğukan ERKAYA abimiz. Ayrıca 72 yaşında olup Ankara’dan özel aracıyla katılan Dilek  hanımın yanımızda olması keyfimize keyif katıyor. 
  Oğlunu şehit veren Kudret amca oğlu şehit olduğunda evine büyük bir Türk bayrağı asmış ve bir daha indirmemiş. O gün bugündür, yolcuları seve seve bahçesinde misafir ediyormuş. Artık biz de onun dostlarıyız. 

24 Eylül 2015 Perşembe

3.GÜN SİNANPAŞA – YILDIRIMKEMAL KÖYÜ (47km) (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)

  Güne Sinanpaşa belediyesinin bizlere ikram ettiği çorba ile başladık. İlk olarak köyde çaylarımızı yudumlarken hayrat olan pişi çayımıza eşlik etti.
    Ardından Tokuşlar köyünde Atatürk’ün karargah kurmuş olduğu yeri ziyaret ettik.
   YıldırımKemal köyü yönünde pedallamaya devam ederken yerel yöneticilerin bizim tersimiz yönde ilerlediğini gördük. Tören bizim mesafemize göre erken saatte olunca törene katılamamıştık. Yıldırım Kemal köyüne giderken Akçaşar’da Kurtuluş Savaşı şehidimizin evi, ziyaret edip daha önce sözü verilen Türk bayrağı hediyemizi sunduk. Ayrıca köydeki başka kişilere de verdiğimiz Türk bayrağı onları mutlu etti.

    Öğlen saatlerinde YıldırımKemal köyüne erkenden ulaştık. Köy halkı bizi ağzıaçık ve çayla 
güzelce doyurdu. Çocuklar adeta çay bardağımıza bakıyordu. Ayrıca hazır vakit bulmuşken Gökay sağolsun bisikletlerimizi kontrolden geçirdi. Ayrıca benim bisikletimin fren telini güzelce yağladı.
   Çocuklar arka taraftaki göle götürdü, ağaçların arasında yürümek ayrıca keyifli geldi. Akşam baktık ki çadırda uyumaya niyetleri var. Biz de onlara araçtaki çadırlardan birini kurup içine matları serdik, umarım uyumuş ve rahat etmişlerdir.
    Akşam konaklama yerimiz şehitlik bahçesi……. 

4.GÜN YILDIRIMKEMAL- ZAFERTEPE (ZAFERTEPEÇALKÖY) 55 KM (BÜYÜK TAARRUZ BİSİKLET TURU)

 Güne Yıldırım Kemal de unutulmuş bir şehit mezarlığını temizleyerek başladık. 18 den 68e hepimiz ayrı bir ucundan tuttuk işin, herkesin eli değdi. Bun gören köyden bir amca yanımıza geldi.
  Bu amca 15 16 yaşlarındayken ilk olarak o şehitliği ortaya çıkarıp, ilk bakımını yapan kişiymiş, şuan emekli olunca tekrar köyüne geri dönmüş. Bizleri görünce ayrıca duygulandı, elimizin alnımızın teri gözyaşımıza karıştı. Mezarlığı temizleyip üstüne Türk bayrağımızı diktik. Yanımda götürdüğüm yeşil ip bir kez daha işimi gördü, benden de bir hatıra olarak, oradaki bayrağa eşlik edecek.
   Ardından ilk olarak topçu mevzilerinin bulunduğu yerleri ziyaret edip devam ettik.
  Ardından çok uzun mesafeden sonra Büyük Aslıhanlar Şehitliği’ne ulaştık. Büyük Aslıhanlar Şehitliği’ne giderken mola verilmemiş olması, bizi çok fazla yordu. Önden gelenler şehitlikten önce köy kahvesinde oturadurması Osman Bey'i şaşırtmıştı. Şehitliğe vardığımızda bu konuda ufak bir tartışmaya yol açtı. Tartışmanın nedeni biraz da organizasyonun henüz 2.yılı olmasıydı.
   Devamında Allıören köyüne geçtik. Allıören bir alevi köyü, en yakınlarındaki alevi dergâhı Kütahya’ymış, özgürlüklerimizi tekrar hatırlattı bana.
   Bir sonraki durağımız Zafertepeçalköy oldu. Bizi belediye başkanı karşıladı ve yemek ikramında bulundu. Yemeğin üstüne ekibe bir arkadaşımız daha katıldı (Mehmet abi). Oradan kamp yerimiz olan Zafertepe’ye çıktık. Zafertepe ulu önder Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz Meydan Muharebesi'ni izlemek için karargâhının bulunduğu yer. Ve orada merminin tüfekten çıktığı andaki görüntüsü şeklinde bir anıt bulunuyor. Akşam göletin çevresinde Mehmet abi ve Fevziyle beraber bir akşam turu attık. Gölet ayrıca ferah bir hava katmış anıt bölgesine. Aşağıdaki fotoğraf için Enes'e teşekkürler.....